Sedat Peker'in, uyuşturucu trafiği ve Uğur Mumcu'nun katledilmesi ile ilgili iddialar öne sürdüğü saatlerde Emniyet Genel Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı, uyuşturucuyla mücadelenin sayısal verilerini paylaştı.
Açıklama, rakamlardan ibaret ama bunları yorumladığımız zaman asıl gerçekler ortaya çıkıyor.
Açıklamaya göre, 15 Temmuz 2016'dan bugüne kadar müdahale edilen uyuşturucu olayı sayısında yüzde 55, yakalanan şüpheli sayısında yüzde 44'lük artış meydana geldi.
Açıklamada "Müdahale edilen olay sayısı, 15 Eylül 2011 ile 15 Temmuz 2016 arasında 441 bin 151, 15 Temmuz 2016 ve 15 Mayıs 2021 arasında 682 bin 779 oldu. Müdahale edilen olay sayısında, yüzde 55'lik artış meydana geldi.
Yakalanan şüpheli sayısı ise 15 Eylül 2011 ile 15 Temmuz 2016 arasında 677 bin 995, 15 Temmuz 2016 ve 15 Mayıs 2021 arasında 974 bin 583 olarak kayıtlara geçti. Yakalanan şüpheli sayısında yüzde 44'lük artış kaydedildi." denildi.
* * *
Bu açıklamaya göre şüphelilerin bir kısmının mükerrer yakalandığı düşünülürse, son 10 yılda yaklaşık 1.5 milyon kişinin uyuşturucu sektöründe çalıştığı söylenebilir!
Asıl vahim haber bu değil mi?
1.5 milyon kişi aileleriyle birlikte hesaplanırsa, 7.5 milyon kişi eder. Türkiye'de 7.5 milyon kişinin uyuşturucu sektöründen geçindiği ortaya çıkar. İyi para kazandıklarına göre bu kesimin ekonomik, sosyal ve siyasi hayatı da etkileme gücüne sahip oldukları bellidir.
Bu tespiti yapmak için başka bir delile ihtiyaç var mı?
* * *
Yazıyı rakamlara boğmamak gerekir ama açıklamadan, özetle bir alıntı daha yapayım:
"Ele geçirilen esrar miktarında yüzde 25'lik, kenevir kökünde yüzde 9'luk azalma meydana geldi.
Eroin miktarında yüzde 37, kokain miktarında yüzde 89, ecstasy miktarında yüzde 118, captagon miktarında yüzde 134, bonzai miktarında yüzde 144, metamfetamin miktarında yüzde 515'lik artış kaydedildi."
Açıklamada, "2016'dan sonra her yıl eroin, kokain, metamfetamin ve ekstazi yakalama miktarında Cumhuriyet tarihi rekoru kırılmıştır. Yapılan uyuşturucu yakalamalarından endişe yerine memnuniyet duymak gerekir. Çünkü narkotik suçlar, kolluk müdahalesiyle ortaya çıkarılabilir." ifadesine de yer verildi.
* * *
Tamam, uyuşturucu yakalamalarından memnuniyet duyalım da, bu rakamlar, Türkiye'nin son 10 yılda tam bir uyuşturucu pazarı haline geldiğini gösteriyor. Bu da Cumhuriyet tarihinde bir ilktir! Suçla mücadele, bataklığı kurutmakla olur. Yakalamaların çok oluşu, uyuşturucu ticaretinin artık bir sektör haline geldiğini gösterir. Bu ticaret önlenirse, sektördekiler de emeğiyle geçinmek zorunda kalır, suç işlemez, dolayısıyla yakalanmaz! Tablo gerçekten vahim...
Bu durumda, Kolombiya'dan Türkiye'ye gönderilecek kokain dolu gemiler ile ilgili Sedat Peker'in iddiası önem kazanıyor. Öyle ya ele geçen kokain miktarı kendiliğinden artmıyor. Bunları Türkiye pazarına getirenler var, gönderenler var. Peki yakalananlar arasında bunlar var mı? Kokain dolu gemi veya gemiler hakkında bir soruşturma var mı?
---
NOT: Bir televizyon kanalında, uyuşturucu sektörü ve kara paranın siyaseti etkilediği iddiası tartışıldı. Bu çerçevede dünya uyuşturucu trafiği ve Türkiye'ye kalan pay ile ilgili 25 yıl önce verdiğim rakamlar, kısmen değiştirilerek ve sanki Susurluk raporunda yazılmış gibi aktarıldı! Oysa Susurluk raporunda veya başka hiçbir kaynakta böyle rakamlar yok. Kaldı ki 25 yıl önceki rakamlar artık çok geride kaldı. Sorular ise konu hakkında hiç bilgisi olmayan kişilere soruldu! Onlar da "bilmiyorum", "sanmıyorum" gibi cevaplar verdi! Böyle olmaz ki...
Arslan Bulut
Yeniçağ