Vatan bilfiil işgâl edilmişken toplum olarak, aç tavukların sahibi tarafından sabahları önlerine konacak mısırı beklemeleri misâli bizler de iktidarın maaşlarımıza yapacağı zammın miktarının bir an evvel açıklanmasının sabırsızlığı içindeyiz!
İki mübarek yara!
Ey bağrında ''Vatan ve Türklük yarası'' olmadan büyük büyük makamlarda oturan cüce ve sığ adamlar! Bilesiniz ki, oturduğunuz makam koltuklarıyla etiketleriniz arasına sıkışıp kalmış birer tahtakurusundan başka bir şey değilsiniz.
İnsanları büyütüp değerli kılan önemli iki şeyden biri, bağrının tam orta yerinde ıstırabı dinmeyen bir vatan yarasına, bir diğeri ise Türk milletinin dertleriyle zonklayan bir beyine sahip olmasıdır.
Bugün ne çekiyor isek, mevcut yarasızların ve beyinsizlerin yüzlerinden çekiyoruz.
Peşinden koşup bel bağladığımız siyâsilerin içinden bir tekinin, bağrının tam orta yerinde ıstırabı dinmeyen bir vatan yarasına ve Türk milletinin dertleriyle zonklayan bir beyine sahip olduğunu söyleyebilir misiniz?
Bunların sayelerinde bugün, vatanı, 13 Milyon Suriyeli- Afganlı- Afrikalı- Ortadoğulu tarafından bilfiil işgâle uğramış ve ırzının, namusunun, devletinin, haysiyet ve şerefinin akıbeti meçhul zavallılar durumuna düşürüldük!
Erdoğan, Meral- Kemâl- Bahçeli.
Milli meselelerde bir bütün parçaları gibiler!
Karamollaoğlu, Babacan, Davutoğlu, Erbakan ki bunları ciddiye alıp hesaba katmıyorum.
Ümit Özdağ'a gelince;
Acı gerçekleri dile getiren tek kişi.
Ne var ki ciddi ve tutarlı olmayı bir türlü başaramadı!
Kendisine en ihtiyaç duyulan böylesi bir zamanda, gereksiz davranışlarıyla millete güven aşılayamadı.
Hal böyleyken ve durum bu kadar vahimken, toplumun tek derdi, maaşıma ne kadar zam yapılacağıdır.
Ey Emekli!
Ey Memur!
Ey çalışan İşçi!
Vatanın , mevcut siyâsilerin teşvik ve gayretleri sonucunda 13 Milyon Suriyeli- Afganlı- Afrikalı- Ortadoğulu tarafından bilfiil işgâle uğramış, namusun, haysiyet ve şerefin ayaklar altında kalmaya mahkumken sen aç tavuklar gibi alacağın zammın, önüne atılacak mısırın derdindesin!
Benim şerefim, göğsümdeki vatan yarasıdır.
İnsanların büyüklüğü, sahip olduğu mal, mülk ve makamla değil, göğsünde ki vatan yarasının verdiği ıstırabın büyüklüğü ile doğru orantılıdır.
Dostlarım bana, göğsümde ki mevcut vatan yarasına göre değer biçsinler ve dostlarım- Ülküdaşlarım şayet cenazemde bulunurlarsa, mutlaka kefenimi aralayarak, mahşer günü bana şahitlik edecek olan göğsümdeki VATAN YARAMA gönül gözleriyle bir kez olsun baksınlar!
Yaramın büyüklüğünü gördüklerinde ise bana hem acısınlar ve hem de adıma sevinsinler!