Twitter'da yazımın altına mesaj gönderen bir kişi, hakaretamiz bir ifade de kullanarak, "Vatan elden gitti, sen hala aşıdan bahsediyorsun!" diye yazdı! İşte sorun bu kafada! Bu tür insanların, dünya çapındaki korona tezgâhının, dünyayı resetlemek yani sıfırlamak ve yeniden başlatmak ve milletlerin "vatan" dediği topraklara el koymak için planlandığını delillerle ortaya koysanız da anlamaları mümkün değildir. Türkiye'ye aşısız Afganistan askerleri sokulurken, Türk askerinin aşılanmasına dikkat çekseniz de vatanın nasıl elden gidebileceğini bu kafaların anlaması zor!
Operasyonun ana hedefinin Akdeniz havzası, dolayısıyla Türkiye ve Mısır olduğunu, Time dergisinin kapağından ilan etmiş olsalar da bu kafalar için bütün bunlar komplo teorisidir.
Yine başka bir takipçi, İrlandalı mikrobiyoloji uzmanı Dr. Marcus de Brun'un "Bu deneysel genetik aşıları, sağlıklı insanlar bir tarafa; hayvanlara bile enjekte etmem!" mesajlı makalesinden özet verdiğim için "Bunlar doğru olsa bile psikolojimizi bozuyor" diyor!
Ne yapmak lazım acaba? İnsanların psikolojisi bozulmasın diye Rockefeller Gazetesi'ne yazıyor gibi moral verici uydurma haberler mi üretelim?
***
Rahmetli Necdet Sevinç'in yazılarında sık kullandığı ifadeyle; geçelim...
Washington Times'da yazan Robert Knight, benimle aynı gün yani 8 Ağustos 2021 tarihinde, "Aldatma ve tiranlığın COVID-19 yükselişi" başlıklı yazısında CDC'nin yani ABD Hastalıkları Kontrol ve Önleme Merkezi'nin son verilerini kullandı:
"Temmuz ayında Provincetown'da halka açık toplantılarla ilişkili 469 Covid vakası tespit edildi. Vakaların yaklaşık dörtte üçü veya yüzde 74'ü, iki dozluk mRNA aşılarını tamamlamış veya tek bir Johnson and Johnson aşısı almış, tam aşılı kişilerde meydana geldi."
Knight, daha sonra şu değerlendirmeyi yaptı:
"Yaklaşık iki yıl boyunca medya ve Big Tech, Wuhan virüsünün Çin'in Wuhan kentindeki askeri biyolojik silah laboratuvarından gelme olasılığı hakkındaki tüm tartışmaları aktif olarak sansürledi. Bunun yerine, virüsün canlı hayvan pazarından yayıldığına dair kolayca çürütülebilecek fikrin üzerine gittiler.
COVID-19 imparatorluğunun en tepesinde Ulusal Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü müdürü Dr. Anthony Fauci var. Birçok doktor tarafından onaylanan ucuz, güvenilir COVID-19 tedavileri olan Ivermektin ve Hidroksiklorokin/Zithromax/çinko hakkındaki gerçekleri bastıran kampanyanın bir parçası oldu. Binlerce kişi COVID-19'dan ölürken, hükümet, medya ve Big Tech, sayısız hayat kurtarabilecek bilgileri örtbas etti.
Bu, suçtan başka bir şey değil. Dr. Fauci'nin, koronavirüsleri daha ölümcül hale getirmek için 'işlev kazanımı' araştırması yapsın diye Wuhan laboratuvarına fon sağlamasındaki rolü hakkında da rahatsız edici sorular var.
Ülkenin en iyi doktoru, yüzde 99'dan fazla iyileşme oranına sahip bir virüs üzerinde hepimizin maskeli ve aşılı olmasını istiyor. Bunu da zorunlu hale getirmek için çalışıyor.
Şimdi, bize pek çok şekilde birçok kez yalan söylendiği için, 2 yaşındaki çocukları maskelemek gibi aptalca önerileri sorgulamamız gerekir."
***
Türkiye'de ise medyada kanal kanal gezdirilen birkaç profesör ve daha birkaç kişi, hastanede yatan korona hastalarının tamamının aşısız olduğunu iddia ediyor! Sonra görülüyor ki iki aşı da olsanız, aşının üzerinden altı ay geçmişse veya aşı olduktan sonra 15 gün geçmemişse, aşısız sayılıyorsunuz! Yani sahte verilerle toplumu korkutmaya, aldatmaya, kandırmaya çalışıyorlar!
Knight'ın bir okuru, sahte verilerle tedavileri engellemeye çalışanların, tarihe şeytanlar olarak geçeceğini yazdı. Peki Türkiye'de verileri çarpıtanlar, kime hizmet ediyor?