ÖNEMLİ OLAN BİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI DAHA FAZLA KAZANMAK.
Bir Belediye Başkanlığı daha fazla kazanmak için Erdoğan'dan başlamak üzere sırasıyla tüm siyâsi liderler meydanlara dökülmüşler,.
Vatanın geleceği, Türk milletinin istiklâli ve istikbâli hiç kimsenin umurunda bile değil.
Ağızlar bozulmuş.
Kin, nefret, husumet, iftira, şantaj bini bir para.
Türkiye kuşatılıyormuş,
Yunanistan adalarımıza el koymuş,
Halk sefâlet içinde yorgun ve bitkinmiş,
İçimizdeki yabancı sayısı 20 Milyona yaklaşmış,
Ahlâksızlığın her türü kanser tümörü gibi cemiyetin bünyesine sirayet etmiş.....
Tüm bu olumsuzluklara rağmen hiçbir siyâsinin kılı bile kıpırdamıyor.
Plânlı ve proğramlı bir şekilde açlığa ve yoksulluğa mahkum edilen Milyonlarca insanımızın bütün bunları düşünmeye ne vakitleri, ne de mecâlleri var.
SADECE EGE ADALARINDAN SÖZ EDECEĞİM.
Koyun,
Hurşit,
Formoz,
Eşek,
Nergizcik,
Bulamaç,
Kalolimnoz,
Keçi,
Sakarcılar,
Koçbaba,
Ardacık,
Gavdos,
Marathi,
Dhia,
Dionisades,
Gaidhouronisi,
Koufonisi,
Venedik....
Bu adaların tamamı daha düne kadar İzmir, Aydın ve Muğla kıyılarına inci tanesi gibi dizilmiş birer Türk adasıydı.
Bazıları bunları önemsizleştirmek için “KAYALIK” demeyi tercih etse de birçoğu İstanbul’daki Büyükada’nın beş katı büyüklüğünde.
Bu adaların tamamı 2004 yılına kadar Türkiye’ye bağlıydı. Bundan daha doğal bir şey olamaz, çünkü kıyılarımıza en uzak olanı birkaç mil mesafede.
Yunanistan, 2004 yılından itibaren üzerinde o günlerde yerleşim olmayan bu adaları tığ oyası örer gibi sabırla ve sinsice teker teker işgâl etti.
İşgal ettiği her adaya da bir askeri inzibat dikti, bir de küçük kilise kondurdu.
Düşünün, hayat yok ama dini ibdet için kilise var !
AKP iktidarı bu işgâle göz yumdu.
Çünkü o yıllarda Avrupa Birliği’ne girmek önemliydi.
AB, AKP’nin türban mücâdelesine açık destek veriyordu. Yunanistan’la arayı bozmak olmazdı.
Hem canım, büyütecek ne vardı ki alt tarafı birkaç “kayacık” parçasıydı buralar.
AKP göz yumdukça, Yunanistan talanı sürdürdü.
Askeri inzibat ve kiliseden sonra baktılar ki AKP'den ses yok, tam 14 adada “askeri üs” kurup 6.000 de asker yerleştirdiler.
Bu üslerin hedefi, elbette Türkiye'dir.
Durun daha bitmedi,
AKP'den en küçük bir itiraz gelmeyince adaları bu sefer yerleşime de açtılar.
Yunanistan, vatandaşlarını sırf bu adalara gidip yerleşsinler diye teşvik etti ve kişi başı 450 Euro maaşa bağladı.
Yani dört kişilik bir âile bu adalara yerleştiği için 1800 Euro aldı.
Yetmedi, her yerleşimciye Türk'e âit adalardan bedava tapulu arsa verildi.
Adalara târifeli gemi seferleri başlatıldı.
Yeter ki adalarda yerleşip kalıcı olsunlar diye gıda, giyim, öteberi gibi her türlü ihtiyaçları devlet tarafından karşılandı.
Sonuçta Yunan işgâli altındaki bu Türk adalarında yaşayan Rumların sayısı önce yüzlere ulaştı, şimdilerde 10.000 i geçti.
Sadece adalardaki kayıtlı seçmen sayısı 7 bin.
Sıkı durun!
İzmir’e bağlı Koyun Adası’nda, Aydın’a bağlı Hurşit, Eşek ve Gavdos adalarında 08 Ekim 2023 tarihinde yerel seçim de yaparak Başkanlarını, muhtarlarını seçtiler.
Seçim sonuçları Yunanistan İçişleri Bakanlığı’nın resmi internet sitesinde yayımlandı.
AKP iktidarı tüm bunları görmedi, duymadı, işitmedi.
Hakkını yemeyelim, bir tek Milli Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri ÜMİT YALIM dert edindi bu adalardaki Yunan işgalini.
Ümit Yalım yıllarca çırpınıp durdu, ancak medyadaki birkaç yürekli gazeteci dışında kendisine ilgi gösteren olmadı.
Sanki bu adalar Ümit Yalım’ın babasının malıydı da ondan uğraşıyordu.
Ümit Yalım ne zaman ilgi ve destek istese, CHP bile burun kıvırdı!
İYİ Parti ise CHP'den aşağı kalır yanı yok, ciddiyetsiz ve lâubali. Diğer küsurat partilere gelince, böyle bir dertleri yok, hiçbir zaman da olmamıştır.
Yunanistan bayrağı çekilen bu adaların tamamına yakınının Türkiye’ye âit olduğunu gösteren onlarca uluslararası belge var.
Örneğin Aydın’ın açıklarındaki Marathi Adası’nın 1933’te Milletler Cemiyeti’ne Türk adası olarak ve ismen tescil ettirildiği belgelendi.
Yunanistanın işgâl ettiği bu adaların tamamı Misak-ı Milli sınırları içinde. Hani şu uğruna On Binlerce şehit verdiğimiz Misak-ı Milli sınırlarının. Ama bu kimsenin umurunda değil!
Kardak’ta 1996 yılında büyük bir hayal kırıklığına ve yenilgiye uğrayan Yunanistan rövanşı böyle alıyor. Kimse de dur demiyor!
Biz bu tür yazıları yazınca, iktidar yalakaları soruyor, “Peki, bu AKP hiç mi iyi bir şey yapmadı?” diye.
Yapmaz olur mu?
Cumhurbaşkanı Erdoğan daha dün Yunanistan Başbakanı Miçotakis’i Atina’da ziyaret etti.
Yunan Başbakanı görüşmeden sonra yaptığı açıklamada Türk vatandaşlarının 10 Yunan adasına yedi gün süreyle vizesiz seyahat etmesi konusunda uzlaşmaya vardıklarını müjdeledi.
Bu, 100 yıllık Türkiye Cumhuriyeti için bir dönüm noktasıdır.
AKP’nin büyük başarısıdır.
Ve bu büyük başarının elde edildiği 07 Aralık 2023 günü bundan sonra her yıl resmi bayram olarak kutlanmalıdır!
Umarım AKP iktidarı, kendi elleriyle Yunanistan’a hediye ettiği adalarımız için de devreye girer de oralara da vizesiz gitmek necip Türk sosyetesine nasip olur!
((Yazan ne de güzel yazmış. Elleri, yüreği dert görmesin.))
Not :
Gazeteci- Yazar Mahir AKKAR' da işgâl edilen adalarımızla ilgili olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İçişleri ve Dışişleri Bakanları ile Müsteşarları hakkında TCK - 309/1 m. ''VATANA İHANET SUÇUNDAN'' dolayı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunmuştu.
BİR TEK ÜMİT MERAL AKŞENER VE İYİ PARTİYDİ
Gel gör ki Meral Akşener, MHP'den haklı olarak kopan Ülkücülerin ve Türk milliyetçilerinin yıllarını heba etti, ümitlerini yok edip çok büyük bir hüsran yaşamalarına sebep oldu.
Meral Akşener, ikinci bir Devlet Bahçeli olup çıktı!
Ağzından çıkan her sözü AKP ve SARAYA yaramakta ve bunu şuurlu bir şekilde yapmaktadır. AKP'ye bir fazla Belediye Başkanlığı daha kazandırmak için elinden gelen gayreti göstermektedir.
Memleketin en şuurlu, kültür seviyesi en yüksek seçmen kitlesine sahip olan İYİ Parti, Meral Akşener ve yakın ekibi tarafından bilerek ve kasten bitirildi ki bunun başka bir izahı yoktur.
Böylesi kalitesi yüksek seçmen kitlesine sahip İYİ Parti tek başına iktidara yürüyebilirdi lâkin Meral Akşener, ne yeterli ciddiyet, ne kültür ve donanım, ne de iyi niyet- samimiyet sahibiydi.
15 Mart 2024
ORHAN KILIÇOĞLU